top of page
Ünal GÜL

İhsas-ı Rey

Sayın İsmet HERGÜNŞEN yazdı

Türkiye Cumhuriyeti’nin anayasa ile belirlenmiş devlet düzenine, demokratik ve laik yapısına ve bölünmez ülke bütünlüğüne yönelen her türlü tehdidin bertaraf edilmesi için ¨Dış Tehdit¨ Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK)’nin sorumluluğundadır.


Bu bağlamda; TSK’nın eğitim ve öğretim sistemi, birbirini tamamlayan Okul-Kıta-Eğitim Merkezi üçlüsü üzerine inşa edilmiştir.


Muharip nitelikli personel için Astsubay Meslek Yüksekokulları, Askeri Lise ve devamında Harp Okulları, bu alandaki en önemli kaynak sağlayıcılarıdır.


FETÖ’nün kanlı darbe girişimi sonrasında çıkarılan yasalarla Askeri Liseler kapatılmış, diğerleri Milli Savunma Üniversitesi (MSÜ)’ne bağlanarak Kuvvet Komutanlıkları ile organik bağları koparılmıştır.


16 Nisan 2017’de yapılan halkoylaması sonucu yasalaşan 6771 sayılı Kanunun 17E maddesi uyarınca Askeri Mahkemeler kaldırılmış, Askeri Ceza Kanunu’na göre yapılacak yargılamaların sivil mahkemeler nezdinde yürütülmesine karar verilmiştir.


Kara Harp Okulu (KHO) mezuniyet töreni sonrasında biz askerler için yaşamın akışına uygun olan davranışın farklı yerlere çekilmesi ve yorumlanması neticesinde, teğmenler ve idareci personel hakkında tahkikat başlatıldı.


Sivil mahkemeler yerine, sözde kusurlu görülen personelin ihraç istemiyle Kara Kuvvetleri Komutanlığı Yüksek Disiplin Kurulu (KKK YDK)’na sevk edildiği ve25 Kasım günü kararın verileceği bilgisi yetkili ağızlardan kamuoyuyla paylaşıldı.


Ciddiye alınmayacak düzeyde bir davranışın dava sürecine sokulması, Türk Hukuk Sistemi’ne bir siyasal dava niteliği daha kazandırmıştır. Şöyle ki:


Olayın olduğu yer, teğmenler ve idari personeli kadrosunda barındıran KHO yerleşkesidir, tarih ise 30 Ağustos 2024’tür.


Teğmenlerin asli kıtalarına henüz ayrılışları yapılmamış ve özlük hakları devredilmemiştir

Millî Savunma Bakanlığı (MSB), yeterli ve sağlıklı bilgilendirmeyi zamanında ve gerektiği şekilde yapmayarak, 20’li yaşlardaki subayların bir kısım çevrelerce haksız, mesnetsiz ve dayanıksız ithamlara maruz kalmasına neden olmuştur.


Soruşturma süreci; MSÜ yerine TSK Yüksek Disiplin Kurulları Yönetmeliği gereğince KKK Eğitim Doktrin Komutanlığı tarafından yürütülmüş ve sonuç KKK YDK takdirine bırakılmıştır.


Ciddiye bile alınmayacak davranış, siyasi arenaya çekilmiştir.


Devleti yönetenlerin tarafsız olması beklenirken, ¨ihsas-ı rey¨ (ön yargılı davranış sergileme) niteliğinde menfi tavır takınılması, davanın seyrini olumsuz yönde etkilemesi beklenmelidir.


Nihai kararın oy çokluğu ile verildiği kurulun yapısında biri hukuk insanı olmak üzere rütbelilerden oluşan diğer üyelerin terfi ve ikbal bekleyen başkan ve şube müdürü ile onay makamının Kuvvet Komutanı olması, hukuk açısından sakıncalı bir durum yaratmaktadır.


İki askerî hâkim ve bir subay üyeden oluşan Askerî Mahkemeler ile YDK’nın yapısı karşılaştırıldığında, bu yeni düzenlemenin daha geri bir noktada olduğu izlenimi edinilmektedir.


Kamuoyu önünde süreci devam eden önem derecesi yüksek davaların mevcut durumu ile sonuçları karşılaştırıldığında, zaten teğmenlere dava açılması zihinleri yakacak türdendir.


Oysa ki; hedefte ne bir meydan okuma ne daha ötesi ne de TSK’yı itibarsızlaştırma vardır.


Ahde vefa, cesaret, onur ve sonsuza kadar sürecek silah arkadaşlığıvardır.


Mustafa Kemal’in askerleriyiz vardır.


Dosta güven, düşmana korku vardır.


Son yıllara kadar devlet ricali karşısında okunan söylev, yıllardır tarikat ve cemaatlerle iltisaklı olduğu izlenimi yaratılan teğmenlerde anlık duygu boşalması vardır.


Olumsuz bir kararın çıkması kamu vicdanını yaralayacak ve TSK içindeki personelin YDK’ya güvenini sarsacaktır.


Askeri, akademik ve sportif kondisyonlu Teğmenler mi!..


¨Vatan Sağolsun¨ diyecek ve ¨Adalet Savaşçısı¨ olarak mağduriyetlerin giderilmesi için büyük azim ve kararlılıkla haklarını hukuk sisteminin başka alanlarında arayacaklardır.


Ülkemiz gibi büyük ordulara sahip ülkelerin neredeyse tamamında Askeri Yargı bulunmaktadır.


Hukuk sistemimiz içerisinde Askeri Yargı’nın yeri her daim tartışılmış olsa da olası savaş ve olağan dışı durumlar için mutlak surette bir gerekliliği vardır.


Rütbesizlerden oluşturulacak ve emir komuta zinciri dışında usul ve kuralları belirlenecek olan Askeri Mahkemelerin, YDK’nın yerine tekrar ikame edilmesi daha sağlıklı olacak ve verdiği kararlar kamu oyunda makul karşılanabilecektir.


Son sözse; Birkaç adam, teğmenler davasını iyi insanların yüzü suyu hürmetine bertaraf edebilecek mi? Ya da. Aksini düşünmek bile istemiyorum.

94 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Opmerkingen


bottom of page