Sayın Mümin KIR yazdı
Günümüzde; iğneden ipliğe, iç çamaşırımızdan dış giysimize, yediğimizden içtiğimize, aracımızdan cihazımıza, her türlü teknolojik üründen, ekmek yaptığımız buğdayımıza kadar yaşamımızın vazgeçilmezleri arasında bulunan ve aklımıza gelen her şeyin ama her şeyin %80’i yani ihracat ve ithalatı kapsayan dünya ticaretinin %80’den fazlası deniz yoluyla, deniz ulaştırması ile sağlanmaktadır. Ayrıca ülkelerin stratejik güvenliğinin çok önemli bir bölümü de denizlerde veya denizlerden sağlanmaktadır.
Çok uzatmayacağım, deniz nedir biliyor musunuz? Tabii ki biliyorsunuz ama yine de unutanlara veya bilmeyenlere hatırlatalım. Deniz; egemenliktir, ekmektir, sudur, hayattır, onurdur, prestijdir, güvenliktir, medeniyettir, deniz her şeydir.
O halde, kim ki denizlerinizle uğraşıyorsa ona/onlara çok dikkat edin ve kim ki denizcilerinizle uğraşıyorsa ona/onlara iki defa çok dikkat edin, zira üçüncüsü zaten olmaz.
Aslında, bugün niyetim bilindik şeylerle Deniz Kartalı’nın nitelikli ve mümtaz okuyucularının canını sıkmak veya onların değerli vakitlerini almak değil ama vicdanımın rahat olması ve şu dünyadan huzurlu gitmek için tarihe bir not düşmek istedim ve bu notu da hem sizlerle paylaşmak hem de yardımlarınızı istirham etmek istedim. Yani halata birlikte yatacak düşündeşler arıyorum.
Sadede gelecek olursak; bence, ulusumuz ve ülkemiz için 23 Nisan veya 29 Ekim veya 30 Ağustos ne ise 1 Temmuz da odur. Zira, egemenlik egemenliktir, hakimiyet hakimiyettir, bağımsızlık da bağımsızlıktır. Denizlerimizdeki hâkimiyetimiz, egemenliğimiz ve bağımsızlığımız olan 1 Temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramının da, ülkemizde önemine ve mahiyetine yaraşır bir şekilde ve çok daha yüksek seviyede, yurdumuzun, halkımızın, özel ve kamu kurumlarımızın tamamını kapsayacak şekilde kutlanması gerekmektedir.
Kaldı ki 1 Temmuz sadece denizcilerin kutladığı veya sadece denizcilere ait bir bayram da değildir, olmamalıdır da. Bu anlayış halkımızın denizcilikle uğraşmayan önemli bir bölümünü hem denizden, hem de deniz kültüründen uzaklaştırır. Aidiyet duygusunu yok eder veya zayıflatır. Halbuki 1 Temmuz 1926 tarihi bağımsızlığına canı pahasına sahip çıkmış kahraman bir ulusun kendi denizlerinde, hakimiyetini, egemenliğini ve bağımsızlığını kazandığı ulusal bir gün ve ulusal bir bayramdır. O halde ulusça kutlanmalıdır.
Şahsen ben (ve inanıyorum ki bundan sonra sizlerin de yardım ve katkılarıyla), 1 Temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramımızın, en üst seviyede ve ulusal bayramlarımıza yaraşır şekilde kutlanması için her platformda kişisel gayretlerimi sürdüreceğim.
Ancak denizlerimizdeki egemenlik ve hükümranlığımızı perçinleyen bağımsızlık bayramımızın da bize gurur veren diğer ulusal bayramlarımızda olduğu gibi yurt çapında, yurt dışı temsilciliklerimiz başta olmak üzere yurtdışındaki tüm sivil toplum kuruluşlarında önemine ve anlamına yaraşır şekilde kutlanması için başta Deniz Kuvvetleri Komutanlığımız olmak üzere ilgili tüm kamu ve özel kuruluşların gerekli hassasiyeti göstermeleri çok büyük önem arz etmektedir.
Ayrıca aynı zamanda, günümüzde daha çok teknik bir tabir olarak kullanılan “Kabotaj” kelimesinin de böyle önemli bir gün ve bayram isminin önünde kullanılmasının ne kadar uygun olduğunun artık tartışılması zamanının geldiğine inanıyorum. Örneğin, benim ilk aklıma gelen Kabotaj Bayramı yerine “Ulusal Denizcilik Bayramı” ifadesidir. Tabii bu konu dil bilimciler dahil ilgili birçok platformlarda tartışılmalı ve ‘denizlerimizdeki egemenlik günümüze’ yaraşacak bir isim ulusal nitelikte ancak bilimsel çerçevede tespit edilmelidir.
Bu konu ile ilgili yüreğinde hassasiyet taşıyan sayın okuyucularla paylaşmak istediğim son bir husus ise, 1Temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramı ile ilgili olarak, maalesef bilgi ve bilinç noksanlığı olan komedyen veya öyle geçinen bir takım zevatın bilerek ya da bilmeden ‘dalga geçtikleri’ bu bayramın da her ulusal bayram kadar önemli ve anlamlı olduğu ‘dalga’ geçilecek bir tarafının olmadığı konusunda dikkatlerinin çekilmesi ve bu konuda bilgilendirilmeleri gerekliliğine olan inancımdır. Bir vatandaş olarak ben, bundan sonra bu konuda dalga geçenlere, zekâları seviyesinde layık oldukları şekilde ve bir denizci nezaketiyle cevap vermeyi vicdani bir borç olarak görüyorum.
Sonuç olarak; önümüzdeki yıllarda ve gelecek yüzyıllarda, çocuklarımıza ve genç nesillere 1 Temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramı ile olan anlam yakınlığını sağlamak, denizlerimize, Mavi Vatanımıza olan aidiyet duygularını pekiştirmek ve denizcilik kültürünün yurt çapında yeşermesini ve gelişmesini sağlamak maksadıyla, 1 Temmuz’u “ULUSAL DENİZCİLİK BAYRAMI”, 1-8 Temmuz haftasını da “ULUSAL DENİZCİLİK VE DENİZ KÜLTÜRÜ HAFTASI” olarak, mavisi ve yeşili ile tüm vatan sathında, en yüksek makamdan, en sade vatandaşımız ve çocuklarımıza kadar, bize denizcilik ülküsü ile ilgili nihai direktifi veren ve rotamızı çizen Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ ün huzurundan başlayarak aklın ve bilimin ışığında, tüm benliğimizle kutlamalıyız.
Bu vesile ile, ebedî istirahatgâhları sonsuz mavilikler olmuş şehitlerimize ve denizcilerimize tanrıdan rahmet, gazilerimize ve leventlerimize şükranlarımı sunarken, Allah’ın lanetinin hainler üzerinde olmasını diliyorum.
Büyük Türk Ulusunun Denizcilik ve Kabotaj Bayramı kutlu, pruvası neta olsun. Saygılarımla.
Comments