Sayın Cem GÜRDENİZ yazdı
Arktik Okyanusundaki buzların erimesi sadece deniz ulaştırmasını değil, küresel jeopolitiği altüst etmeye devam ediyor. Buzlar eridikçe Anglsosakson deniz hakimiyeti de eriyor. Bu kapsamda dünya deniz ticareti için kilometre taşı olacak yeni bir gelişme 25 Eylül 2024 günü Arktik Okyanusunda Rusya kontrolündeki Kuzey Deniz Yolu (NSR-Northern Sea Route) üzerinde gerçekleşti.
ARKTİK KUZEY ROTASINDA BİR İLK
Panama bayraklı Buz Sınıfı (Ice Class) olmayan ve 5000 konteyner (TEU) taşıyan 294 metre uzunluğundaki ‘’Flying Fish 1’’ isimli PANAMAX sınıfı konteyner gemisi Rusya/Saint Petersburg’dan hareketinden üç haftadan kısa bir süre sonra 25 Eylül 2024 günü Çin/Şanghay’a vardı. 8000 millik bu sefer sırasında gemi, sürekli olarak ortalama 16 mil süratini korudu ve en önemlisi Rusya’ya ait buz kıran gemisine ihtiyaç duymadı. Baltık’tan Kuzey Denizine çıkan ve sırasıyla Barents, Kara, Laptev, Doğu Sibirya, Chukçi ve Bering Denizlerini aşarak gerçekleşen bu seyir için en kritik iki gelişme şüphesiz Rusya’nın 2022 sonunda NSR’nin yıl boyu buz sınıfı gemilerin seyrine açık olduğunu ve 2023ten itibaren de buz sınıfı olmayan gemilere 1 Temmuz -15 Kasım arasında geçiş izninin verilmiş olmasıdır. Flying Fish 1 gemisi bu izini 20 Mayıs 2024 tarihinde almıştı.
Tarihte bu suları kullanarak geçiş yapan ilk konteyner gemisi dünya konteyner devi Maersk firmasına ait Venta Maersk isimli 45 bin tonluk konteyner gemisiydi. Gemi Pasifik’te Vladivostok’tan yüklediği konteynerleri NSR üzerinden 28 Eylül 2018 tarihinde bir ay içinde Baltık’ta Saint Petersburg’a getirmişti.
ENERJİ ULAŞIMINDA NSR
Konteyner dünyasında bunlar yaşanmışken 27 Ocak 2021 günü Çin/Jiangsu’dan kalkan Rus Arc7 sınıfı Christophe de Margerie isimli (Ice Class) LNG tankeri (sıvılaştırılmış Doğal Gaz Gemisi) NSR üzerinden 2400 millik yolculuk ile 11 gün sonra 8 Şubat 2021 tarihinde Rusya’nın Arktik/Kara Denizindeki Sabetta Limanında tamamladı. Aynı gemi 2020 Mayıs ayında aynı rotayı buzkıran refakatinde doğu yönünde kullanmıştı. Kış şartlarında şubat ayında sürekli karanlıkta büyük bir bölümü buzkıran refakati olmadan yapılan bu geçiş, Süveyş Kanalı yolu ile yapılacak seyahatten 36 gün kısa sürmüştü. Rusya, bu seyirle bölgede neredeyse 12 ayın 10 ayında geçiş yapılabileceğini ispat etmişti. En önemlisi Rusya’nın 4 metrelik buzları kırabilecek yetenekte dünyanın en büyük ve en güçlü nükleer buz kırıcı gemilerine sahipliği bölgede kendi yetki alanları içinde tekel kurmasına neden oluyor. Bu tip gemiler 200 bin tonluk süper tankerlerin geçişine yetecek genişlikte buz kırabilecek özellikte.
KISALAN ROTALAR
25 Eylül’de Şanghay’a varan Flying Fish 1 eğer Süveyş kanalını kullansaydı 12,000 mil kat edecek ve sefer iki hafta daha uzun sürecekti. Diğer yandan İsrail Hamas savaşı üzerinden ortaya çıkan Husi saldırıları nedeniyle Bab El Mendeb Boğazı ve Süveyş Kanalını kullanamayan pek çok gemi 2023 Kasım ayından bu yana Ümit Burnunu dolaşarak bu seferi gerçekleştiriyor. Bu da yaklaşık 16,000 mil sürüyor. Dolayısı ile NSR, tasarruf ettiği 8000 mil ile mevcut operatörler için işletim masraflarını Ümit Burnu rotasına göre yarı yarıya azaltan bir çözüm sunuyor.
DÜZENLİ HATLARA GEÇİŞ
Artık Çin ve Rusya arasında mevsimlik sabit hatlar kurulmaya başlandı. 2023 yılının yaz aylarında da bu rotadan 170 bin tonluk Capesize dökme yük gemisi Gingo ile çok sayıda Suezmax ham petrol tankeri geçmişti. Buz sınıfı olmayan tankerler ile artarda yapılan 14 taşıma ile Rusya Çin’e 1,5 milyon varil petrol göndermişti. Petrol, savaş zamanı kapanacak Malakka Boğazı nedeni ile Çin’in en çok ihtiyaç duyacağı stratejik malzeme. Rusya sadece boru hatları veya tren taşımacılığı ile değil, zor zamanında Çin’e en çok ihtiyacı duyacağı petrolü Arktik üzerinden göndereceğini ispat ediyor. 2023 yılında ROSATOM yetkisi altında faaliyet gösteren NSR’de 36 milyon ton yük taşındı.
DOLAR VE DONANMA GÜCÜ
Dolar ve Donanma Gücü NSR’de ortaya çıkan durum Anglosakson deniz jeopolitiği için bir kâbus. Zira NSR Amerikan savaş gemilerinin kontrol edemediği kalıcı bir deniz ulaştırma rotasına dönüşüyor. ABD dolar gücünü donanması ile idame ediyordu. Donanma NSR alanında yetersiz. Ayrıca donanması küçülmenin ötesinde zayıfladı. Halbuki CIA organı Stratfor’un kurucusu stratejist George Friedman Amerikan gücünün sorgulanmadığı 2010’larda yazdığı “Gelecek 100 Yıl” ve “Gelecek 10 Yıl” kitaplarında ne diyordu? “Amerikan gücünün temeli okyanuslar. Okyanuslara egemen olması diğer devletlerin ABD’ye saldırmasını önlüyor, gerektiğinde ABD’nin müdahale etmesine imkân tanıyor ve ABD’ye uluslararası ticaretin kontrolünü veriyor. Küresel ticaret okyanuslara bağımlıdır. Okyanusları kim kontrol ediyorsa küresel ticareti de o kontrol eder…ABD tüm okyanusları kontrol etmektedir. Tarihte hiçbir güç bunu yapamamıştır. Bu kontrol sadece ABD güvenliğinin temeli değil aynı zamanda uluslararası sisteme şekil verme gücünün temelini oluşturur. Eğer ABD onay vermezse hiç kimse denizlerde hiçbir yere gidemez. Günün sonunda dünya okyanuslarının kontrolünü sürdürmek ABD için en önemli jeopolitik bir hedeftir.” Artık bu durum değişti. ABD’nin dolar ve donanma gücü hegemonyanın hakimiyetine artık yetmiyor.
DENİZDEN ULAŞAN HAM PETROL ESASTIR
Her iki dünya savaşı kıtadan denize çıkan ve hegemon İngiltere’ye meydan okuyan Almanya nedeni ile çıkmıştı. İkinci Dünya Savaşında buna adadan kıtaya genişlemek isteyen Japonya’yı da katarsak mücadele her ikisi için de son tahlilde denizlerin kontrolüne odaklanmıştı. Hitler sadece denizaltılar ile denizlere hâkim olamadı. Hitlerin denizaltıları ABD’nin gemi inşa etme hızına yetişemedi. Japonya da ada devleti olarak petrole bağımlıydı ve denizleri kontrol etmeden petrol sürekliliği olası değildi. Ticaret filosunu kaybedince tükendi. Kısacası her ikisi de denizi kullanamadılar, petrolsüz kaldılar ve savaşamadılar. Günümüzde petrol boru hatları mevcut olsa da savaşta bu hatların imha edilmesi kolay. Tamir edilseler de tekrar edecek saldırıları önlemek kolay değil. O nedenle Friedman yorumunun gücünü tarihten alıyor. Ancak bugün o güç zayıflıyor. İkinci Dünya Savaşı bittiğinde 6000 gemisi vardı bugün 297.
ARKTİK’TE RUSYA’NIN DURUM ÜSTÜNLÜĞÜ
2019 yılında ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, ‘’Kuzey Kutbu’nun artık bir işbirliği alanı olmadığını, bölgede yer alan tüm ülkelerin buranın rekabet için bir bölge haline geldiği gerçeğine hazırlıklı olmaları gerektiğini ve esasen Çin ve Rusya’nın bölgede ‘güvenliğe tehdit’ olduğunu’’ söylemişti. 2019’da henüz düzenli ulaştırma hatları kurulmamış, NSR dünya ticaretine açılmamıştı. Bugün durum çok farklı. Arktik cephede oluşan düzenli hatlar ve askeri yığınak yapmaya uygun konteyner gemilerinin düzenli geçişleri ile Anglsosakson cephe için kalıcı bir kriz başlamıştır ancak bu krizde durum üstünlüğü Rusya’dadır. Zira Arktik Okyanusunun sadece %12’lik kısmı açık deniz statüsündedir. Geri kalan %88’lik alanın %65’i (24,000km kıyı) Rusya’nın tam kontrolündedir. Başta nükleer denizaltıları olmak üzere okyanuslara kısıntısız açılan en önemli kıyılarının Kuzey Denizinde olması nedeni ile Rus Donanması’nın %67’si Kuzey Donanmasına aittir. Kuzey Donanması ana üssü de bu bölgededir. Ancak ABD için en büyük kabus Rusya’nın bölgede 8’i nükleer olmak üzere 11 büyük tonajlı buz kıran gemi/römorköre sahip olmasıdır. Bu üstünlük 2 adet buz kıran gemisi olan ABD’ye karşı, Ruslara açık ara avantaj sunmaktadır. Rusya Devlet Başkanı Putin 2024 yılı başında bir ekonomik forumda “Rusya’daki ekonomik kalkınmanın merkezi değişiyor, Rusya Arktik ile genişleyecek” demişti. Gerçekten de bölgede dünya doğal gaz rezervlerinin %30’u petrolün % 13’ü bulunuyor.
RUSYA’NIN ALT YAPI YIĞINAĞI
Rusya ön bahçesi sayılacak bölgede önce Arktik Komutanlığını kurdu. Kola Yarımadası’nın kuzeyinden Franz Joseph Land‘e ve doğuda Wrangel Adası‘na uzanan bir dizi modern üs zinciri oluşturdu. Rusya Arktik bölgede 4 km uzunluğunda bir piste sahip büyük bir havaalanı inşa etti. Hava üsleri geliştirilip, erken uyarı radarları ve dinleme sistemleri modernize edilirken, uçak sayısı artırıldı. Ayrıca Murmansk ve Yamal bölgelerinde 6000 kişilik acil müdahale gücü kuruldu.
ÇİN ARKTİK’TE JEOPOLİTİK AKTÖR
Çin, 2015 yılında Arktik Okyanusu’nun Pasifik ve Atlantik kapısı olan Bering Boğazını Çin’in güvenlik endişe alanı olarak belirlemiş ve bu boğazdaki çıkarlarını için gerekirse kuvvet kullanabileceğini deklere etmişti. 2015 yılının Eylül ayı ortasında da tarihte ilk kez, beş Çin savaş gemisi Bering Denizinde zararsız geçiş hakkını kullanmıştı. Çin, Bering Boğazı ve diğer Arktik rotaları kullandığı takdirde hem Malakka Boğazına olan bağımlılıktan büyük ölçüde kurtulabiliyor, hem de ulaştırma giderlerinde senede 60-100 milyar $ tasarruf elde edebiliyor. Çin, BRICS ve ŞİÖ kapsamında Rusya ile ayrıca Arktik Okyanusunda enerji iş birliğini geliştiriyor. Rus Gazprom ile Çin’in CNPC firmaları, Arktik Okyanusundaki sondaj çalışmalarını sürdürüyor. Çin’in asıl amacı bölgeyi Buz İpek Yolu (Polar Silk Road) adı altında Kuşak ve Yol Girişimine (BRI) dahil edebilmek. Rusya Ukrayna Savaşından sonra Çin’in Arktik Bölgede Rusya ile iş birliği hızla gelişti. Örneğin bu yılın temmuz ayında Alaska kıyılarında Rus ve Çin bombardıman uçakları ortaklaşa devriye faaliyeti icra ettiler. Benzer şekilde Ekim ayında Bering Boğazı’ndan geçen Çin ve Rus sahil güvenlik gemileri Arktik sularında tarihte ilk kez ortak tatbikat ve karakollar icra ettiler. Çin kendisini Yakın Arktik Devleti (Near Arctic State) olarak tanımlıyor. Bölgede sadece jeopolitik çıkarları yok. Rusya ile başta enerji ve nadir metaller olmak üzere ortak pek çok yatırımları mevcut.
ANGLOSAKSON CEPHE’NİN TEPKİSİ
Söz konusu gelişmelerden deniz hegemonyasının çok rahatsız olduğunu vurgulamak gerekir. 2024 Temmuz ayında ABD, Arktik Stratejisini güncelledi. Rusya ve Çin’e karşı koymak amacıyla gözetleme, istihbarat ve askeri iş birliğini geliştirmeyi amaçlayan yeni belgeden önce, Trump döneminde, ABD Deniz Kuvvetleri Bakanlığı 5 Ocak 2021’de Mavi Arktik (Blue Arctic) adı altında bölgeye yönelik strateji belgesini yayınlamıştı. Arktik alanda Rusya Federasyonu dışında ABD, Kanada, Norveç ve Danimarka’nın kıyısı var. Diğer yandan bölgede düzenleme ve eşgüdüm sağlayan 3 kuzey (Nordik) ülkenin (İsveç, Finlandiya ve İzlanda) temsil edildiği, 1996 yılında kurulan 8 üyeli Arktik Konseyi mevcut. Konsey Rusya Ukrayna Savaşı nedeni ile 2022 Şubatından bu yana işlevsiz. Diğer taraftan 8 ülkenin 7’si NATO üyesi. Ancak bu durum NATO’ya durum üstünlüğü veremiyor. ABD ve müttefikleri soğuk savaş sonrası denizde hızla küçülmenin bedelini bu bölgede ödemeye devam ediyorlar. Gerek buzkıran gemisi sayısı gerekse kış şartlarında harbe hazır birlik sayısında geriler. Ayrıca denizaltı harbi ile hipersonik gemiye karşı füzeler alanında Rusya avantajlara sahip. Ancak ABD, kısıtlı deniz gücüne rağmen bu kritik su yollarında Rusya’nın coğrafi üstünlüğüne müttefikleri üzerinden meydan okuyor. Arktik Daire (66°33’N enlemi) kuzeyinde daimî askeri karargâhı olan tek NATO ülkesi olarak Norveç, yeni gelişen Arktik jeopolitiği nedeniyle en önemli güvenlik ve savunma önceliğini bu bölgedeki çıkarlarının korunmasına veriyor. NATO da Norveç’in bu durumunu, Rusya’ya karşı koç başı olarak kullanıyor, onu ABD’nin bu bölgedeki çıkarları için öne sürüyor. Dünyanın en sakin, en zengin ve müreffeh ülkeleri arasındaki Norveç artık her an için askeri teyakkuz ve hazırlık durumunu yüksek tutma durumunda kalan riskli ülkeler sınıfına dahil oldu. Bu çerçevede bazı Amerikalı stratejistler İngiltere, Grönland ve İzlanda arasında kalan ve GIUK Boşluğu (GIUK Gap) olarak isimlendirilen Rus nükleer ve dizel elektrik denizaltılarının geçtiği kritik düğüm noktasına yeni bir rakip olarak Bering Boğazının ortaya çıktığını söylüyorlar. Bu bölgede Alaska ve Aleuatian Adaları üzerinde Amerikan üsler zincirinin canlanması talep ediliyor. Bu gelişmelerin yanısıra müşterek NATO karargâhı JFC Norfolk, Norveç Kuzeyi Arktik bölgesinin de sorumluluğunu aldı.
NORDİK KONSEY VE ZELENSKY
1952’de Danimarka, İzlanda, Norveç ve İsveç, tarafından kurulan Kuzey (Nordik) Konsey de Arktik politikalarına çevre ve deniz hukuku konularında müdahil oluyor. 27 Ekim 2024 tarihinde başlayan “Arktik’de Barış ve Güvenlik” üzerine odaklanan dört günlük toplantıda Konsey, Rusya ve Çin’den gelen güvenlik endişelerine ve algılanan “tehditlere” öncelik verirken, toplantıya Zelensky’i davet ederek jeopolitik alana da geçmiş oldu.
TÜRKİYE DERSLERİ
Şüphesiz 21. yüzyılın en önemli gelişmelerinden birisi, Amerikan hegemonyası gerilerken Arktik deniz yolunun açılmasıdır. Türkiye bu bölgede ne kadar aktif? Her ne kadar tersanelerimizi Arktik Bölgedeki gelişmeleri takip ederek bazı girişimlerde bulunuyorsa da Deniz Ticaret Filomuz bu alanda aktif değildir. Anglosakson dünyanın deniz hakimiyetinin sona yaklaştığı veya en azından güçlü bir Asya/Küresel Güney karşı dengesinin oluştuğu bu konjonktürde yeni fırsat alanları değerlendirilmelidir. Ticaret filosunun en azından bazı girişimci tersanecilerimiz gibi Arktik politikası oluşturması gerekir. Zira bu yol gelecekte sağlayacağı kısa ulaşım koridoru etkinliği ile pek çok işletmecinin yer kapmaya çalışacağı bir alan olacaktır. Türkiye Rusya ilişkileri, NATO üyeliğimize ve Ukrayna Savaşının baskılarına rağmen pek çok alanda gelişirken Arktik Rotada ortaya çıkan fırsatlar gözden kaçırılmamalıdır. Akdeniz’de gaz ve petrol arama ve çıkarmamıza izin vermeyen ABD ve AB nedeniyle Ankara, kuş uçuşu 4600 mil uzağımızdaki Somali’de boy gösterirken, 3000 km kuzeyimizdeki NSR’de de varlık göstermelidir. Mersin Akkuyu’da nükleer reaktör inşa eden ROSATOM’un aynı zamanda NSR İşletme otoritesi olduğunu hatırlatarak, NSR Ulaştırma Rotasında Rusya ile ikili anlaşmaların ve alt tapı yatırım ortaklıklarına başlamak 21. Yüzyılın kalan çeyreklerine hazırlanmak için önemlidir. Armatörlerimiz de yükselen bu fırsatı değerlendirerek Buz Sınıfı gemilere sahip olarak bu hatta yavaş da olsa bayrak göstermelidir.
Comments